lengthening accent ne demek?

  1. Uzatma vurgusu

uzatma

  1. Uzatmak işi, temdit.
  2. Sıhhi tesisatçılıkta kısa boruları uzatmak için kullanılan, kısa boru parçası.
  3. Bir ucu kıyıya bağlı durumda denize uzatılıp bırakılarak kullanılan balık ağı.
  4. Ünlülerin uzun söylenişi.
  5. Oyun içerisindeki duraklama dakikaları.
  6. Eşit sayılarla biten bir elemeli oyunu, kazananın belli olması amacıyla, kurallarına uygun olarak belli bir süre daha sürdürmek.
  7. Bazı sözcüklerde hecenin uzun okunması: Fail, tacir, imdat vb.
  8. Elemeli oyunlarda, kazananı ve yeniği belli etmek gerektiğinden, olağan süresi eşit sayılarla biten bir oyunun, onar dakikalık iki bölüm halinde uzatılması.
  9. Doğuma yardım sırasında bükülü olan baş veya bacak gibi yavru kısımlarının düzeltilme işlemi, ektensiyon.
  10. (en)Extra time.

lengthening

  1. Uzatma

lengthen

  1. Uzatmak, uzamak
  2. Sulandırmak

accent

  1. Telâffuzda bir heceye verilen kuvvet
  2. Üzerinde durmak
  3. Şive
  4. Aksan
  5. Vurgulamak, vurgulu okumak
  6. Aksan vermek
  7. Önemle belirtmek.
  8. Vurgu
  9. Hisleri belirtmek için cümlede belirli kelime veya hecelerin vurgulandırılması.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

lengtheninglengthenlengthen outlengthenedlengtheneraccentaccent baraccent boxaccent characcent coloraccent cornersaccent intensiveaccent markaccent of groupaccent of persistanceaccedeaccede toaccede to the ministryaccede to the throneaccedence
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın