kesin kanıt ne demek?
Conclusive evidence.
conclusive
- Son, kesin, kati, inandırıcı
- Kesin
- Kati, son, nihai
- Ikna edici.
kesin karar
Commitment
kesin kayıt
- Belli bir düzeyi, puanı tutturan ve belirlenen şartları yerine getiren adaylar için yapılan kayıt.
- Bk. kesin yazılma
kanıt
- Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz
- Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil.
- Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil.
- Bir davada, sav, savunma, ileri sürmenin doğruluğuna yargıcı, yargılığı inandırmak, kanı vermek için yargılama türesinin kullanılmasını, toplanılmasını uygun gördüğü yazılı belgelerin, sözlü işlemlerin tümü.
- Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanı verici belge, delil.
- Ümidi tamamen sönmüş. Ye'se düşmüş, ümitsiz, kederli, hüzünlü.
Evidence, proof.
Proof.
Evidence.
Argument.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kesin kararkesin kayıtkesin kazanılacak olan seçimkesin ki üstiki sınamasıkesin konakçıkesinkesin adkesin alımkesin alındıkesin alış taahhüdükesin anlamkesin artan fonksiyonkesin arti matriskesin azalan dizikesin biçimdekesikesi bıkesankesi fıtığıkesi kümesikesi yarasıkanıtkanıt ileri sürmekanıt isteyenkanıt niteliğinde sözkanıt olarak göstermekkanıt olmakanıt olmakkanıt oluşturankanıt türündenkanıta dayanankanıkanı ayaklıkanı bozukkanı çokkanı donmak