high level ne demek?
- Yüksek derece,yüksek düzeyli
yüksek
- Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
- Güçlü, etkili, şiddetli.
- Derece veya makamı bakımından üstün.
- Normal değerlerin üstünde olan, çok
- Erdemli, faziletli.
- Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan.
- Yukarıda, üst tarafta olan yer
Elevated.
Exalted.
high level data link control
- Yüksek düzeyli veri bağlaç denetimi
high level file store
- Yüksek duzeyli kütük deposu
level
- Düz yüzey haline getirmek
- Muvazeneli, muntazam
- Seviye, kademe
- Düzey
- Nişan almak
- Tesviye aleti
- Yatay hat, yüzey
- İrtifa sathı
- Derece
- Düz, düzlem, yatay, ufki
Türetilmiş Kelimeler (bis)
high level data link controlhigh level file storehigh level languagehigh level modulationhigh level programming languagehigh level protocolhigh level railroadhigh level recoveryhigh level representationhigh latitudeshigh lattitudeshigh layerhighhigh accuracyhigh algebrahigh alloy steelhigh altitudehigh altitude aircrafthigh altitude bombinghigh altitude diseasehigh altitude enginehigh altitude flighthigglehiggledy piggledyhiggledypiggledyhigglerhigglinglevellevel adjustmentlevel arealevel bombinglevel compensatorlevel crossinglevel downlevel headedlevel hypersurfacelevel indicatorleveatleveelevee en masseleveen shuntLeVeen şantı