hammer an idea into ones head ne demek?

  1. Birinin kafasına bir fikir sokmak, bir fikri tekrar tekrar söylemek (Yazılışı: hammer an idea into one's head)

hammer

  1. Çekiçlemek, çekiçle vurmak
  2. Dövmek
  3. Ağır yenilgiye uğratmak
  4. Hızlı atmak
  5. Çekiç, tokmak
  6. Çakmak, işlemek
  7. Çekiçle çakmak, çekiçle dövmek
  8. Muhtelif aletlerin uzunca, yassı ve ekseriya oynak kısımları
  9. Yumruk atmak, yumruklamak
  10. Tüfek horozu

hammer and nail

  1. Çekiç ve Çivi

an

  1. Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası, lahza
  2. İki tarla arasındaki sınır.
  3. Zihin.
  4. Bilincin, irade ve heyecan karışmadan, algılama ve düşünme kısmı.
  5. Güzellik çekimi, alım.
  6. (en)An associate degree in nursing.
  7. (en)Access Network.
  8. (en)After Newton The period of time that has elapsed since the cancellation of the Newton Generally agreed to be any point after February 27th, 1998 AN is also an abbreviation for the Action Names software package See also BN and DN Source: NTLK.
  9. (en)Active Network.
  10. (en)Data Analysis Software of CTAS.

idea

  1. Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, düşünce, fikir.
  2. (Yun.idea < idein = görmek) : 1- (Platon'da) Değişmez öz, şeylerin ilkörneği. Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan; duyularla değil, yalnızca tinsel olarak -> anımsama yoluyle kavranabilen, duyularla yalnızca görüngüleri (gölgeleri) algılanabilen asıl gerçeklik. 2- (Aristoteles'te) Görüngülerin değişkenliği içinde bir ve aynı olarak kavranan; tek tek nesnelerin özü olan şey. Nesnelerin biçimlendirici ilkesi (entelekhia) olanideaların görüngüler dünyası dışında bir varlıkları yoktur, bunlar duyu dünyasının içinde yer alırlar. Aristoteles'teidea, öz kavramı, tümel kavram anlamına da gelir. 3- (Augustinus ve Hıristiyan ortaçağında) Tanrı'nın, dünya için örnek olacak yaratıcı düşüncesi. 4- (Stoa'da, adcılarda, yeniçağ Fransız ve İngiliz felsefesinde- Descartes, Locke, Hume, Berkeley-) Bilinç içeriği, tasarım, düşünce. 5- (Kant'ta) Deneyi aşan us kavramı; düzenleyici ilke olarak koşulsuz olan; gerçeklik dünyasında karşılığı olmayan, duyularda kendisine karşılık olan bir şeyin verilmediği zorunlu bir us kavramı: a. Bizi duyulur dünyanın üzerine çıkaran şey olarak, yüksek düşünce; erişilmesi gereken şey; b. Hiç bir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, hep yalnızca ülkü, yalnızca gereklilik, yalnızca erişilmesi istenen erek olarak kalan. 6-(Fichte, Schelling, Hegel ve Ranke'de) Tarihsel etken: a. İnsanda ancak bilinçle ortaya çıkan tinsel güç ve yönelim. Bu anlamda bir çağın, bir tarihsel olayın temel ilkesi, b. Belli bir tarihsel sürecin somut ereği, aynı zamanda görevi, c. (Hegel'de) Eytişimsel süreç içinde kendini açan, din, sanat ve felsefede dile gelen düşünce. // -> Tarihsel özdekçilik, Hegel'le karşıtlık içinde,ideayı ekonomik ilişkilere bağlı görür. Tarihin gidişini belirleyen düşünce değildir bu görüşe göre, tam tersineideaları belirleyen alt yapıdır (Marx); oysaidealist tarih anlayışı, tarihsel olayların itici gücünü düşüncelerde arar (Ranke). 7- (Husserl'de, Platonla bağlantı içinde) Öz görüsünde verilmiş olan salt öz.
  3. (en)The content of cognition; the main thing you are thinking about; 'it was not a good idea'; 'the thought never entered my mind'.
  4. (en)Personal view; 'he has an idea that we don't like him'.
  5. (en)An approximate calculation of quantity or degree or worth; 'an estimate of what it would cost'; 'a rough idea how long it would take'.
  6. (en)Your intention; what you intend to do; 'he had in mind to see his old teacher'; 'the idea of the game is to capture all the pieces'.
  7. (en)Melodic subject of a musical composition; 'the theme is announced in the first measures'; 'the accompanist picked up the idea and elaborated it'.
  8. (en)Private key encryption-decryption algorithm that uses a key that is twice the length of a DES key.
  9. (en)Individuals with Disabilities Education Act, IDEA was amended in 1997 One amendment addresses the role of Assistive Technology in Special Education and mandates that AT be considered at every IEP of every student regardless of Disability.
  10. (en)Abbreviation of the title of Public Law 101-476, Individuals with Disabilities Education Act.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hammerhammer and nailhammer and sicklehammer and tongshammer athammer awayhammer blowhammer drillhammer facehammer gunhammehamme i cerebhammhamma yakışmayanhammadhammaddehammadde stoğuanan abbreviated signaturean abbreviation of carabineran abbreviation of kilograman absolute mustan abyssinianan access fieldan accidental encounteran accomplished factan accomplished liaraa 1a alfa lipoproteinemia b basımıa b c basımı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın