göz gezdirmek ne demek?

  1. Derinlemesine incelemeden okumak.

    Masanın üstünde bir başka gazete var. Biraz evvel ona göz gezdirdiğim zaman birbiri ardı sıra üç havadis görmüştüm.

    Reşat Nuri Güntekin
  2. Bir yeri, bir şeyi çabucak incelemek
  3. (en)Take a glance at.

derinlemesine

  1. Çok ayrıntılı olarak.
  2. (en)In-depth.
  3. (en)Inward.
  4. (en)In depth.
  5. (en)Deeply.
  6. (en)Thoroughly.

göz gezdirme

  1. (en)A cursory glance

göz

  1. Görme organı.
  2. Bazı deyimlerde, görme ve bakma.
  3. İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış.
  4. Bakış, görüş.
  5. Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
  6. Delik, boşluk
  7. Çekmece.
  8. Terazi kefesi.
  9. Bk. ada.
  10. Kartlar üzerinde açılan ve içerisine mikrofilm parçası geçirilen delik.

gezdirmek

  1. Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak
  2. Tanıtmak amacıyla dolaştırmak.
  3. Bir şeyi başka bir şeyin üzerinde dolaştırarak dökmek.
  4. Sürterek, değdirerek hareket ettirmek
  5. Bir şeyi herkesin alması için dolaştırmak, sunmak.
  6. Herhangi bir biçimde giydirmek
  7. (en)Ride: give a ride.
  8. (en)Walk about.
  9. (en)Walk.
  10. (en)Take walk for a walk.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

göz gezdirmegözgöz abdüksiyonugöz açamamakgöz açıp kapayıncaya kadargöz açtırmamakgöz açtırmayangöz ağrısıgöz ahbaplığıgöz akıgöz akı oluğugöbgöbbasangöbbengöbeçgöbedegezdirmekgezdirmegezdirmemekgezdiricigezdirilmegezdirilmekgezdiriş
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın