en azından her ne demek?
At least every
at
- Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş.
- Astatin elementinin simgesi.
- Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan.
- Tek parmaklılar (Perissodactyla) takımının,atgiller (Equidae) familyasından, küçük başlı ve kısa kulaklı, uzun kıllı yele ve kuyruğu olan, geniş bir tırnakla çevrilmiş olan üçüncü parmağının ucu ile yere basan, bütün dünyaya yayılmış, erkeğine aygır, dişisine kısrak denilen bir tür.
- Zoolojik sınıflandırmada Equidae ailesinin equus cinsinden olan at türüne verilen genel ad, hippos.
Primarily, this word expresses the relations of presence, nearness in place or time, or direction toward; as, at the ninth hour; at the house; to aim at a mark.
It is less definite than in or on; at the house may be in or near the house.
From this original import are derived all the various uses of at.
Relation of proximity to, or of presence in or on, something; as, at the door; at your shop; at home; at school; at hand; at sea and on land.
The relation of some state or condition; as, at war; at peace; at ease; at your service; at fault; at liberty; at risk; at disadvantage.
en azından
At least.
en
- Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı.
- Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret.
- Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime
- Bir filmin iki kenar arasında kalan, filmlerin çeşitlerine göre değişen ve filmlerin boylarını belirleyen uzunluğu.
- Erime noktasının kısaltılmış şekli.
- Hlk. Hayvanların kulaklarına vurulan damga.
- Bk. genişlik
This must not be confused with -en corresponding in Old English to the AS.
Infinitive ending -an.
See Em.
her
- Teklik isimlere tamlayan görevinde getirilerek birer birer olarak, "...-in hepsi" anlamını veren söz
- Bütün, hep, tamamen.
- Şiddet.
Each.
Whatever.
Whoever.
High Efficiency Red.
Adv: here 32.
Every.
The form of the objective and the possessive case of the personal pronoun she; as, I saw her with her purse out.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
en azındanenen 29000 standartlar serisien 45001 standardıen 45002 standardıen 45003 standardıen 45011 standardıen 45012 standardıen 45013 standardıen 45014 standardıen acılı kimseee 6 banyoe 6 prosese ağe boatazınazıneazınlıkazınlık hükumetiazınlık hükümetiazıazı bilmeyen çoğu hiç bilmezazı çoğa saymakazı dişiazı dişleri