ele vermek ne demek?

  1. 1) suçlu bir kimseyi haber verip yakalatmak, ihbar etmek: “O adamlar kim ise haber vermeli, dikkat etsinler, kendilerini sakın ele vermesinler.” -H. E. Adıvar. 2) herhangi kötü bir şey yapanın yaptığını herkese bildirmek; 3) ortaya çıkarmak: “İki kaşının arasında, yaşından ziyade asabiyetini ele veren birkaç çizgi belirdi.” -E. Şafak.
  2. (en)Betray, give away, grass on smb., delate, peach against, peach on, finger, give up, grass, sell, shop, split on.

ele verme

  1. (en)Betrayal, sellout, giving away, delation, denunciation.

ele vermemek

  1. (en)Close the ranks.

vermek

  1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
  2. Bırakmak veya bağışlamak
  3. Ondan bilmek, atfetmek
  4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
  5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
  6. Herhangi bir duruma yol açmak
  7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
  8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
  9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
  10. (en)Bring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ele vermeele vermemekele verenele veren kimseele verir talkını , kendi yutar salkımıele aitele alarakele alınırele alınmakele alınmazele alırele alış tarzıele almakele avuca sığmamakele avuca sığmayan tipelelel açmakel adamıel ağzına bakan, karısını tez boşarvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın