duru ne demek?

  1. Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak.
  2. Pürüzsüz ten.

    Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  3. Arınmış, karışık olmayan dil, üslup.

    Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu.

    A. Kulin
  4. Değişkenlerin değerleri verildiğinde, dizgenin kesinlikle tanımlanan belirlidurumu.
  5. Savaşta giyilen zırhlar, cevşenler, çelik elbiseler.
  6. Temiz, berrak, saf.
  7. Bir kadın adı.
  8. (en)State.
  9. (en)Limpid.
  10. (en)Clear.
  11. (en)Limpid berrak.
  12. (en)Lucid.
  13. (en)Crystal clear.
  14. (en)Transparent.
  15. (en)Clean.
  16. (en)Fine.
  17. (en)Purified.
  18. (en)Uncontaminated.
  19. (en)Pearly.
  20. (fr)État

duru açınık

  1. Keskin açınıklardan e ve i açınıklarına denir.
  2. (fr)Voyelle claire

duru denklemi

  1. Bir özdeğin ısıldevingen durularını sıcaklık, basınç ve bileşim gibi değişkenlere bağlı olarak veren denklem.
  2. (en)Equation of state.
  3. (fr)Équation caractéristique d'un gaz

Türetilmiş Kelimeler (bis)

duru açınıkduru denklemiduru sesdurualpdurubdurub u emsal i osmaniyyedurubaydurubu emsaldurucandurucudurdur bakayımdur bindur durakdur durak yok
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın