dost hayatı yaşamak ne demek?

1. Live in sin.

live

1. Canlı, naklen
2. Hayat dolu
3. Yaşamak
4. Oturmak, ikamet etmek
5. Geçinmek, ömür sürmek
6. Canlı, diri, zinde, hayat dolu
7. Hayata ait, yaşayanlara ait
8. Beslenmek
9. Geçirmek, sürmek live a double life iki yüzlü hayat yaşamak
10. Sağ olmak, hayatta olmak

dost

1. Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimse, düşman karşıtı
2. Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo
3. Sahibine sevgi gösteren hayvan.
4. Bir şeye düşkün olan, aşırı ilgi duyan kimse.
5. İyi geçinen, aralarında iyi ilişki bulunan
6. Sevilen, güvenilen yakın arkadaş.
7. (C.: Dostan) f. Sevilen insan, muhib, yar.
8. Of Do.
9. Forthcoming.
10. Friend.

dost acı söyler

1. Yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.

hayatı

1. Hayata ve yaşamağa ait. Hayatla alakalı. Hayat için mecburi olan. (Osmanlıca'da yazılışı: hayatî)

yaşamak

1. (mecaz) Varlıklı, endişesiz, hoş vakit geçirmek, keyif sürmek
2. (mecaz) Keyfi yerine gelmek, mutlu olmak, işleri yolunda olmak
3. (mecaz) Bir durumu yaşar gibi olmak, bir durumla özdeşleşmek, duymak, hissetmek
4. Canlılığını, hayatını sürdürmek
5. Sağ olmak.
6. Varlığını sürdürmek.
7. Oturmak, eğleşmek.
8. Geçinmek.
9. Herhangi bir durumda bulunmak veya olmak.
10. Görüp geçirmek, başından geçmek

Türetilmiş Kelimeler (bis)