doğru bilinmeyince eğri bilinmez ne demek?
- Doğru ile yanlışı, iyiyle kötüyü birbirinden ayırmak için her ikisini de bilmek, tanımak gerekir.
 
doğru
- Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı.
 - Gerçek, yalan olmayan.
 - Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun
 - Gerçek, hakikat
 - İki nokta arasındaki en kısa çizgi.
 - Yanlışsız, eksiksiz.
 - Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca.
 - Yakın, yakınlarında
 - Gerçeğe uygun olan.
 - (Mantıkta) Düşünme yasalarına uygun olan.
 
doğru açı
- 180 derecelik açı.
 
Straight angle.
eğri
- Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı.
 - Yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, mukavves.
 - Yatay veya düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, mail.
 - Yanlış bir biçimde
 - Bir olayın şiddetindeki azalış ve çoğalışları gösteren çizgi.
 - Doğru veya düz olmayan çizgi, yüzey.
 - Bk. kavis
 - Bir özelliğin yeğinliğindeki değişimleri özetleyen çizgi.
 
Curve.
Crooked.
