davayı yürütmek ne demek?
Act in a case.
davayı bırakmak
Abandon one's brief, give up one's brief.
davayı düşürmek
Nonsuit.
yürütmek
- Yürüme işini yaptırmak, yürümesini sağlamak.
- Gerektiği gibi yapmak, uygulamak.
- Bir yargıyı yerine getirmek, uygulamak.
- Kabul edilmesi veya tartışılması için bildirmek, açıklamak, öne sürmek.
- İşinden veya bulunduğu yerden çıkarmak
- Habersiz olarak almak, çalmak.
Nick.
Pilfer.
Prosecute.
Purloin.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
davayı bırakmakdavayı düşürmekdavayı etkilemeyendavayı gören yargılıkdavayı halkdavayı kazanmakdavayı nübüvvetdavayı reddetmekdavayı tatbik eden mercidavayı üstlenmekdavaya aitdavaya bakmakdavaya ehliyetdavaya itirazdavaya katılanyürütmekyürütmeyürütme çalışmasıyürütme durumuyürütme gecikmesiyürütme gücüyürütmae sonrası arabellek süresiyürüteçyürüterek yormakyürüyürü ense tıraşını göreyimyürükyürük aksakyürük at yemini artırır