dımdızlak ortalıkta bırakmak ne demek?
- Her türlü varlıktan, olanaktan mahrum kılmak, yokluğa mecbur etmek: Sanıyorum ki bazıları dünyayı altımızdan çekip bizi dımdızlak ortalıkta bırakmaya çalışıyorlar. -A. Boysan.
dımdızlak
- Yalnız başına, yoksul.
- Çırçıplak.
- Tepesinde saçı dökülmüş (kimse)
- Elindeki her şeyini, imkânlarını yitirmiş.
Shatting on one's uppers.
dımdızlak kalmak
- Elindeki her şeyi, olanaklarını yitirmek.
To be left destitute.
ortalıkta
- Göz önünde, meydanda
In view.
In sight.
bırakmak
- Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak.
- Koymak
- Bir işi başka bir zamana ertelemek.
- Unutmak.
- Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek.
- Saklamak, artırmak.
- Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek
- Engel olmamak
Break oneself of a habit.
Leave.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
dımdızlakdımdızlak kalmakdımdızlak ortada kalmakdımaddımardımbırdatmadımbırdatmakdımbırtıortalıktaortalıkta bırakmakortalıkta dolaşanortalıkta dolaşmakortalıkortalık ağarmakortalık düzelmekortalık kararmakortalık karışmakortalıortalığı birbirine katmakortalığı götürmekortalığı gürültüye boğmakortalığı gürültüye vermek