boyunduruk geçme ne demek?

  1. (en)Bridle joint

bridle

  1. Bir organ ya da oluşumu tesbit eden veya hareketini sınırlayan bağ
  2. Eyerin atın başına isabet eden kısmı
  3. Gem
  4. Bağ
  5. İki gemi demirini birleştiren zincir veya halat
  6. Gem vurmak, dizginlemek
  7. Hareketlerini sınırlamak
  8. Baş kaldırmak
  9. Karşı gelmek.

boyunduruk altına girmek

  1. (en)Pass under the yoke.

boyunduruk çukuru

  1. Sulcus jugularis'in göğüs önünde birleştiği yerde manubrium sterni'nin yan taraflarında bulunan çukurluk, fossa yugularis.
  2. Sulcus jugularis'in göğüs önünde birleştiği yerde manubrium sterni'nin yan taraflarında bulunan çukurluk, fossa yugularis.
  3. (en)Fossa jugularis.
  4. (la)Fossa jugularis

geçme

  1. Birbirinin içine geçirilerek tutturulan iki şeyden birinde bulunan çıkıntılı parça.
  2. Çakılmış, yapıştırılmış veya lehimlenmiş olmayıp gereğinde sökülebilecek biçimde parçaları birbirine takılıp kenetlenmiş olan.
  3. Geçmek işi, mürur.
  4. Sap ve gövde birleştirme yöntemlerinden her biri.
  5. Bk. geçiş
  6. Bk. noktalama
  7. Bk. zincirleme
  8. Sinem.Bir gösterimin sürekliliğini sağlamak üzere iki gösterici kullanıldığında, birinci göstericideki makara sona ererken, ara vermeksizin ikinci makarayı göstermeye başlama.
  9. Bir ışınımın, içindeki tekrenkli ışınların frekansları (devir sıklıkları) değişmeksizin, bir ortamdangeçmesi.
  10. (en)Scarf.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

boyunduruk altına girmekboyunduruk çukuruboyunduruk hakkıboyunduruk parasıboyunduruk yekeboyundurukboyunduruka vurmakboyundurukçuboyundurukla bastırmaboyundurukla sergilemekboyunduruğa atmakboyunduruğa koşmakboyunduruğunu çıkarmakboyunda büyük işe kalkışmakboyundaki benekboyundan bağlı bluzboyundan büyük işe kalkışmakboyundöndürengeçmegeçme ile tutturmakgeçme imigeçme karalığıgeçme kaynakgeçme makarageçme namert köprüsünden, ko aparsın su senigeçme oranıgeçme parçageçme parçasıgeçgeç anlamageç anlamakgeç anlayangeç anlayan kimse
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın