bela getirmek ne demek?

  1. Kötülüğe, felakete uğratmak

    Yurtlarına bela getiren bu kadını, ayıplamıyor kentin uluları.

    Azra Erhat

bela gibi

  1. (en)Confoundedly.

bela

  1. İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum.
  2. Büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse
  3. Hak edilen ceza.
  4. Evet. (Nefiyden sonra isbat için söylenir.) Mesela: Kur'an-ı Kerim'de mezkur; Cenab-ı Hakkın ruhlara karşı, "Ben Azimüşşan sizin rabbiniz değil miyim?" diye sorduğunda, ruhlar $ Yani: "Evet sen bizim Rabbimizsin" dediler. (Bak: Bezm-i Elest)
  5. (c.: Belaya) Afet. Sıkıntı. Tasa, kaygı. Musibet. Mücazat. İmtihan. Dahiye. (Osmanlıca'da yazılışı: belâ)
  6. (en)Hassle.
  7. (en)Mess.
  8. (en)Scourge.
  9. (en)Scrape.
  10. (en)Tartar.

getirmek

  1. Gelmesini sağlamak
  2. Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
  3. Erişmek veya eriştiğini sanmak.
  4. İleri sürmek.
  5. Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
  6. İletmek, bildirmek
  7. Sağlamak
  8. Bir makama atamak veya seçmek.
  9. (en)Bring.
  10. (en)Bring along.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bela gibibelabela aramakbela arıyorbela bartokbela çıkarmakbela kesilmekbela okumakbela olmakbela schickbelbel ağrısıbel airbel alıştırmasıbel atardamarlarıgetirmekgetirmegetirmemekgetirgetir götür işigetirengetirgötürgetirgötür dosyası
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın