ağır yük ne demek?
Incubus, surcharge.
ağır yüklü parçacıklar
- Yüksek enerjili, artı yüklü parçacıklar.
Heavy charged particles.
ağır yürümek
Plod, go at a walk.
yük
- Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi
- Bir şeyin ağırlığı.
- Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar.
- Eşya.
- Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev.
- Tedirginlik veren şey, engel.
- Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarı.
- Yüz bin kuruşluk mal veya tutar
- Bir özdeğin ya da bir ortamın eksicik önelcik dengesinin bozulması ile oluşan elektriklik hali. 2 Bir elektrik çevriminin ya da bir işlergenin güç çıktısı.
- Bir yoğunlaç ya da akımsaklar üzerinde toplanmış erke.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ağır yüklü parçacıklarağır yürümekağır yürüyüşağır yağağır yara almakağır yaralanmakağır yaralıağır yemekağır açınıkağır adımlarla yürümekağır adi yürüyüşağır ağırağır ağır demeli, çabuk çabuk yemeliağırağır ağır gezinmekağır ağır gitmekağır ağır konuşmaağır ağır oturmakağıağı ağacıağı bakısıağı balıkçılığıağı çiçeğiyükyük kütle oranıyük akımıyük aktarım dedektörleri, CTDyük aktarımıyük alışverişiyük almakyük altına girmekyük altında eşek anırmazyük altında eşek kalıryübusetyübuset fürceleriyüceyüce amaçyüce divan