şiddet ne demek?
- Bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik.
- Hız.
- Karşıt görüşte olanlara, inandırma veya uzlaştırma yerine kaba kuvvet kullanma.
- Duygu veya davranışta aşırılıkSesinin tonunda siteminin şiddetini azaltan bir yumuşama vardı. N. Cumalı
- Bk. yeğinlik.
- Bk. yeğinlik
- Enfekte olmuş her bir konaktaki bir asalak türünün sayısı, intensiti.
 Harshness. Harshness.
 Violence. Violence.
 Severity. Severity.
 Vehemence. Vehemence.
 Intensity. Intensity.
 Intenseness. Intenseness.
 Rigor. Rigor.
 Rigour. Rigour.
 Acuteness. Acuteness.
 Stringency. Stringency.
 Edge. Edge.
 Fierceness. Fierceness.
 Force. Force.
 Forcefulness. Forcefulness.
 Heaviness. Heaviness.
 Impetuosity. Impetuosity.
 Impetus. Impetus.
 Intension. Intension.
 Keenness. Keenness.
 Lustiness. Lustiness.
 Rough stuff. Rough stuff.
 Sharpness. Sharpness.
 Smartness. Smartness.
 Sting. Sting.
 Fury. Fury.
 Strength. Strength.
 Volume. Volume.
 Rigorousness. Rigorousness.
 Emphasis. Emphasis.
 Physical violence. Physical violence.
 Steam. Steam.
 Stress. Stress.
 Stronghand. Stronghand.
yeğinlik
- Yeğin olma durumu.
- Bir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik.
- Bir etkinliğin veya bir gücün derecesi, şiddet.
- Kuvvet, alan, erke, gibi niceliklerin seçilen bir birimle ölçülen sayısal tutarı.
- Kuvvet, alan, erke, gibi niceliklerin seçilen bir birimle ölçülen sayısal tutarı.
- Işık, mıknatıslı alan, akım, vb. etkileyici niceliklerin birim zamandaki çokluklarını belirten ölçek.
 Intensity, setrength. Intensity, setrength.
 Intensity. Intensity.
 Intensität Intensität
 Intensité Intensité
şiddet gösteren
 Intensive Intensive
şiddet göstermek
- Kaba, sert davranmak.
