çalıp çırpmak ne demek?
- Eline geçeni çalmak. Az çok demeden eline ne geçerse çalmak.
çalıp kaçmak
Make away with.
çalı
- Böğürtlen, ahududu gibi küçük, dalları dibinden çatallanan ve sapları odunsu bitki.
- Toprak üstü gövdelerinde sekonder kalınlaşmanın ve odunlaşmanın olduğu, boyları 1-3 m kadar olan, çok yıllık bitkiler.
Bush.
Shrub.
Briar.
Brier.
Brush.
Hedge.
Thicket.
Shurb, frutex.
çırpmak
- Kanatları hızla ve kesik kesik hareket ettirmek
- Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek.
- İki şeyi birbirine çarpmak
- Bir şeyin ucundan bir parça kesmek.
- Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık vb. ile karıştırmak.
- Çalmak, hırsızlık etmek.
- Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırtüstü savurmak.
Beat.
Whisk.
To beat.