çabuk parlamak ne demek?
- Birden öfkelenmek
birden
- Bir defada.
- Ansızın
- Birlikte, beraberce, hepsi bir arada
- Çabucak.
Instantaneous.
Suddenly.
At a stroke.
All of a sudden.
At one heat.
At once.
çabuk parlama
Inflammability, quickness.
çabuk parlar
Irascible.
parlamak
- Güçlü bir ışık çıkarmak, ışık saçmak
- Bir ışık kaynağından gelen ışınları yansıtmak.
- Tutuşup alev çıkarmak
- Mevkisi yükselmek
- Ün, san kazanmak, herkesçe tanınmak.
- Birdenbire öfkelenmek
- Ortaya çıkmak
Beam.
Blaze.
Brighten.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
çabuk parlamaçabuk parlarçabuk parlayan çabuk sönerçabuk parlayan kimseçabuk pastörizasyonçabukçabuk ağlayançabuk alevlenirçabuk alevlenmeçabuk alışmakçabuk anlamakçabuk ateşleme fitiliçabuk azançabuk başlamalı flüorışıl lambaçabuk bir şekildeçabucacıkçabucakçabucak dikmekçabucak düzeltmeçabucak geçmekparlamakparlamak parıltıparlamaparlama etmeniparlama etmeni kutusuparlama noktasıparlama savaşlarıparlaparlakparlak açınıkparlak başarıparlak bessemer teliparl