yemek ne demek?

  1. Yeme, karın doyurma işi

    Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni.

    N. Cumalı
  2. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam.
  3. Günün belli saatlerinde yenilen besin

    Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez.

    H. Taner
  4. Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama

    Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu.

    F. R. Atay
  5. Ağızda çiğneyerek yutmak

    Adam o kadar çabuk yiyor ki, hizmetçi ekmek yetiştiremiyor.

    B. Felek
  6. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek

    Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor.

    H. Taner
  7. Isırmak.
  8. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak.
  9. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak

    Kendini topladı ama, fena yerinden gagayı yedi sanırım...

    M. Ş. Esendal
  10. Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek.
  11. Harcamak, tüketmek, bitirmek

    Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu.

    M. Ş. Esendal
  12. Yasal yoldan cezalandırılmak.
  13. Yemek yeme, karın doyurma işi
  14. (en)Chow.
  15. (en)Dinner.
  16. (en)Dish.
  17. (en)Food.
  18. (en)Grub.
  19. (en)Meal.
  20. (en)Repast.
  21. (en)Scoff.
  22. (en)Scran.
  23. (en)Crop.
  24. (en)Ingest.
  25. (en)Abrade.
  26. (en)Board.
  27. (en)Course.
  28. (en)Eats.
  29. (en)Erode.
  30. (en)Feed.
  31. (en)Have.
  32. (en)Keep.
  33. (en)Partake.
  34. (en)Swallow.
  35. (en)Table.
  36. (en)To eat.
  37. (en)To consume.
  38. (en)To accept.
  39. (en)To spend recklessly.
  40. (en)To corrode.

yemek alanları

  1. (en)Food courts

yemek artığı

  1. (en)Leftover.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yemek alanlarıyemek artığıyemek artıklarıyemek asansörüyemek bilgisiyemek borusuyemek borusu bölütsel aplazisiyemek borusu çöküntüsüyemek borusu daralmasıyemek borusu divertikülümüyemeyeme de yanında yatyeme içmeyeme içme durağıyeme içme ve barındırma giderleri
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın