yazıcı kuyruk nesnesi ne demek?

  1. (en)Printer queue object.

printer

  1. Yazıcı
  2. Basıcı
  3. (en)Computer peripheral used for exporting documents to paper; owner of a printing press; imprinter, one who stamps or imprints with ink.
  4. Basımcı, matbaacı
  5. Kompütörde istenilen bilgiyi kâğıda geçiren aygıt
  6. Telgraf alıcısı

yazıcı

  1. Orduda yazı işleri ile uğraşan er veya erbaş.
  2. Bir filmin yazılarını hazırlayan, yazıcı cihazı kullanan kimse.
  3. Yazar
  4. Bilgisayarda hazırlanan metnin yazılı sayfa hâlinde dökümünü veren araç.
  5. Bir filmin yazılarını hazırlayan,yazıcı aygıtı kullanan kimse.
  6. (en)Recording.
  7. (en)Clerk.
  8. (en)Printer.
  9. (en)Scribe.
  10. (en)Scrivener.

yazıcı adı

  1. (en)Printer name.

kuyruk

  1. Hayvanların çoğunda, gövdenin art yanında bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ.
  2. Kuşlarda gövdenin art yanında bulunan tüy demeti.
  3. Koyunun bazı türlerinde eritilerek yağı alınan bir uzantısı.
  4. Başın arkasına toplanmış saç demeti.
  5. Bir harfin bitiş çizgisine yakın yerde, birden bir dönüş yapan kısa çizgi.
  6. Bazı şeylerde kuyruğa benzeyen uzantı veya baş tarafın aksi yönünde kalan bölüm.
  7. İnsanların sıra beklemek için, art arda durarak oluşturduğu dizi
  8. Birisinin arkasına takılıp hiç ayrılmayan kimse.
  9. Kauda.
  10. (en)Together.

nesne

  1. Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
  2. Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç.
  3. Öznenin dışında kalan her konu, obje
  4. (Derleme., belirtilinesne, -i'li tümleç, -i'linesne) Geçişli eylemi tümleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç: Ali bir kitap almış; Öğrenci para bulmuş, sahibine vermiş; Öğretmen ders anlatıyor; Meseleyi çözmeden gitmeyin; Çocuklar annelerinin evde bulunmayışını fırsat bilirler; Ali evi sattı, bahçeyi bıraktı; Bazı insanlar okumayı sever, yazmayı sevmez; Kar bütün limanı sarmıştı vb.
  5. İnsanın dışında kalan, görülebilen, dokunulabilen, bir ağırlığı ve kütlesi olan her türlü özdeksel varlık.
  6. (Lat. objectum = karşıda bulunan, karşıya konan) : 1- (Genellikle) Karşımızda bulunan şey. 2- Öznenin bağlılaşık kavramı olarak, özne ediminin, bilincin kendisine yöneldiği şey: a. Kendisine yönelinen, düşünülen, tasarlanannesne, kendisine yönelen bir edim olmadan var olmayan şey; bilinçte, düşünmenesnesi (konu) olarak düşünme olayının karşısında bulunan şey; düşüncel (ideal)nesne. b. Özne ediminden, bilinçten, bağımsız olan gerçek (real)nesne; gerçeklik olarak, dışdünyanın bir parçası olarak bilincin karşısında duran şey.
  7. Şey, herhangi bir şey.
  8. (en)Objective.
  9. (en)Objective case.
  10. (en)Body.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yazıcıyazıcı adıyazıcı altimetreyazıcı ayarlarıyazıcı aygıtyazıcı barometreyazıcı başarımıyazıcı bulyazıcı cihazıyazıcı durumuyazıyazı basımıyazı başlığıyazı biçimiyazı bilgisikuyrukkuyruk acısıkuyruk alt sinir ağıkuyruk bezlerikuyruk borusukuyruk bölümükuyruk çekmekkuyruk çevrintisikuyruk çürümesikuyruk disiplinikuyruga benzerkuyruga yakınkuyruğa almakkuyruğa benzerkuyruğa benzer şey
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın