yara ne demek?

1. Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik

   Mendilimi bir çatkı şekline sokarak başıma, yaramın üzerine sardım.

   R. H. Karay

   Yaranı tımar ettiler mi?

   N. Hikmet

2. Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık.

   Geminin omurgasındaki yara.

3. Dert, üzüntü, acı.

   Yaram büyük.

4. Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik ya da çürük.
5. Yumuşak dokuları oluşturan ögelerin kesici, yaralayıcı veya bunlara benzer araç veya gereçlerle birbirinden ayrılması. Ateşli silah yarası, ısırık yarası, septik ve aseptik yara gibi değişik yara tipleri vardır.
6. Scotch.
7. Bruise.
8. Canker.
9. Hurt.
10. Injury.
11. Lesion.
12. Sore.
13. Trauma.
14. Ulcer.
15. Wound.
16. Gash.
17. Boil.
18. Pain.
19. Open sore.
20. Laceration.
21. Rent.
22. Tear.
23. Insult.

yara açmak

1. Vücutta ya da bir şeyin yüzünde yara oluşmasına neden olmak.
2. Mec. büyük üzüntü vermek.
3. Slash.

yara ağzını açık tutan alet

1. Retractor.

Türetilmiş Kelimeler (bis)