yüklü ne demek?

  1. Yükü olan.
  2. Yapılacak işi çok olan.
  3. Çok çalışmayı gerektiren, çetin, güç, uygun.
  4. Çok fazla, pek çok

    Vurgun, yüklü olursa firar kolaylıkları hazırlanmıştır.

    Ö. Seyfettin
  5. Bir duyguyu, bir olguyu içinde veya üzerinde fazlaca bulunduran

    Romanları, denemeleri hep kültürle yüklü, çok yanlı, zengindi.

    H. Taner
  6. Çok sarhoş.
  7. Paralı, varlıklı.
  8. Gebe.
  9. (en)Fraught.
  10. (en)Loaded.
  11. (en)Burdened.
  12. (en)Laden.
  13. (en)Charged.
  14. (en)Pregnant gebe.
  15. (en)Hamile.
  16. (en)Rich.
  17. (en)Blind drunk.
  18. (en)Encumbered.
  19. (en)Weighted.
  20. (en)Weighty.

yüklü empedans

  1. (en)Loaded impedance.

yüklü parçacık

  1. (en)Charged particle.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yüklü empedansyüklü parçacıkyüklü parçacikyüklü soruyüklü su kesimiyüklü türleryüklü uçyüklü uç ayarıyüklüceyüklükyükleyükle ve açyükle yürümeyüklemyüklem adı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın