vakit geçirmeye çalışmak ne demek?
Play for time.
play
- Oynamak
- Eğlenmek
- Hareket etmek, sallanmak, kımıldanmak
- Çalgı çalmak
- Rol yapmak, temsil etmek, canlandırmak
- Kumar oynamak
- Su fışkırtmak (flskıye)
- Hortumla fışkırtmak
- Ateş etmek (top)
- Hareket ettirmek, gezdirmek
vakit
- Zaman
- Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler.
- Çağ.
- Tespit edilmiş olan zaman
- Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz.
- İmkân, fırsat.
- Geçim, para bakımından imkân.
Father time.
Hour.
Season.
vakit alan
Timeconsuming
çalışmak
- Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak.
- Herhangi bir iş üzerinde olmak.
- İşi veya görevi olmak, bulunmak
- Makine veya aletler işe yarar durumda olmak veya işlemekte bulunmak.
- Bir şeyi yapmak için gereken çarelere başvurmak, o şeyi gerçekleştirmek için kendini zorlamak, çaba harcamak
- Bir şeyi öğrenmek veya yapmak için emek vermek
Aim, aim at.
Work.
Catch.
Study.