toprak set çekmek ne demek?

  1. (en)Embank.

toprak

  1. Topraktan yapılmış
  2. Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü.
  3. Ülke
  4. Arazi, tarla.
  5. Kara.
  6. Kimyasal, fiziksel ve biyolojik faktörler etkisiyle oluşmuş, organik ve mineral maddelerin değişim ve karışımından meydana gelmiş olan litosferin gevşek kısmı.
  7. Yer kabuğunu oluşturan kayaçların fiziksel ve kimyasal etkilerle ufalanması sonucu oluşan yüzey tabakası.
  8. 1. yerkabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. ülke, memleket. 3. işlenmiş arazi.
  9. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü.
  10. Ülke, memleket.

toprak akımı

  1. (en)Earth current.

set

  1. (Mimarlık) Çevresi duvarlı, üstü düz, yerden yüksek yer. a. bk. balkon.
  2. Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar.
  3. Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük.
  4. Kurmak
  5. Takım
  6. Belirlenmiş.
  7. Koymak; yerleştirmek, takmak, hazırlamak; düzenlemek; ayarlamak, belirlemek; batmak (güneş), batmak; yapmak; kararlaştırmak; dizmek; dikmek, ekmek; şekil vermek; kuluçkaya yatırmak; kakma işi yapmak (taş); süslemek; yazmak, çizmek
  8. Oturtmak.
  9. Tiyatro dekor, stüdyo düzlüğü
  10. Ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü.

çekmek

  1. Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek
  2. Taşıtı bir yere bırakmak, koymak.
  3. Germek.
  4. İçine almak, emmek.
  5. Bir yerden başka bir yere taşımak.
  6. Bir amaçla ortadan kaldırmak.
  7. Solukla içine almak
  8. Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak
  9. Bk. çevirmek
  10. Hlk. Kan almak.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

topraktoprak akımıtoprak akmasıtoprak alkali elementlertoprak alkali metallertoprak altındakitoprak anatoprak antenitoprak arızasıtoprak aşınmasıtoprağa bağlamaktoprağa bağlıtoprağa dikmektoprağa dökülen şaraptoprağa gömülü kablosetset a broken boneset a clockset a good exampleset a high standardset a high value onset a legal precedentset a limitset a match toset a person on his feetsese constituer prisonnierse defendendose desimalse perdre
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın