to fill ne demek?
- Kapamak
kapamak
- Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek
- Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak.
- Bir şeyin görünmesine engel olmak.
- Geçişi engellemek.
- Tıkamak, içini doldurmak.
- Su, elektrik gelişini kesmek.
- Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek.
- Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak.
Wipe out.
Wind up.
to fill sth in
- Doldurmak
to fill sth out
- Doldurmak
fill
- Yağmur yağmayıp ot bitmeyen yer, otsuz yer.
- Doldurmak, şişirmek, doyurmak, dolgu yapmak, dolmak, şişmek
- Doldurmak, tatmin etmek
- Yapmak, icra etmek
- Işgal etmek, tutmak
- Dolmak, doymak, kabarmak, şişmek
- Hazırlamak (reçete)
- Dolumluk, doyumluk, dolduracak miktar
- Toprak tesviyesinde kullanılan toprak veya moloz
Türetilmiş Kelimeler (bis)
to fill sth into fill sth outto fill sth upto fill to chargeto fill upto fill with hopeto fill with tearsto filchto fileto fiddle withto fightto fight each otherto fight offto fight savagelyto fabricateto faceto facilitateto fadeto fade to wilttoto a callto a certain degreeto a conversationto a crumbto a dayto a degreeto a distanceto a faultto a great extenttt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijenfillfill a prescriptionfill a toothfill a vacuumfill across worksheetsfill characterfill colorfill connectionfill daysfill dirtfilfil ayaklılıkfil bitifil çomağıfil derisi hastalığı