the world bank group ne demek?

1. Dünya bankası grubu

dünya

1. Dış, çevre, ortam
2. İnançları bir olan ülke veya insanlar topluluğu.
3. Meslek veya iş birliği içinde bulunma, camia.
4. El gün, herkes.
5. Duygu, düşünce ve hayal âlemi
6. Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, acun
7. 1-a. Birbiriyle yasal bağlantısı olan, bir düzenle belirlenmiş tek tek şeylerin ve olayların bütünü. (Ör. öbürdünya-budünya, duyulurdünya-düşünülürdünya, dışdünya-içdünya, görüngülerdünyası - kendinde şeylerdünyası; gelip geçicidünya- idelerdünyası.) b. Aynı yasalara ve aynı düzene bağlı olan nesnelerin, varlıkların oluşturduğu bütün. (Ör. Bitkilerdünyası, hayvanlardünyası vb.) 2- Üzerinde yaşadığımız yeryüzü gezegeni. 3- İnsan varoluşunun içinde yer aldığı çevre. 4- Bilincin bağlılaşık kavramı; bilincin dışında kalan nesnelerin oluşturduğu bütün (nesnelerdünyası).
8. yeryüzü
9. (Müz: Edna) (Denaet veya dünüvv. den) En yakın, en aşağı.
10. World.

the world bank

1. Dünya Bankası.

the

1. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
2. O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
3. Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)

world

1. Dünya
2. Dünya, cihan, alem
3. Evren, kainat
4. Arz, yer, yeryüzü
5. Insanlar
6. Ömür, hayat
7. Ölümlü dünya
8. Dünya nimetleri
9. Toplum
10. Hayat

bank

1. Çoğunlukla parklarda ve bahçelerde oturulacak sıra.
2. Bk. sığdip
3. Park bench.
4. Bench; a high seat, or seat of distinction or judgment; a tribunal or court.
5. Mound, pile, or ridge of earth, raised above the surrounding level; hence, anything shaped like a mound or ridge of earth; as, a bank of clouds; a bank of snow.
6. Overfall.
7. Steep acclivity, as the slope of a hill, or the side of a ravine.
8. Financial institution that accepts deposits and channels the money into lending activities; 'he cashed a check at the bank'; 'that bank holds the mortgage on my home'.
9. The margin of a watercourse; the rising ground bordering a lake, river, or sea, or forming the edge of a cutting, or other hollow.
10. Sloping land ; 'they pulled the canoe up on the bank'; 'he sat on the bank of the river and watched the currents'.

Türetilmiş Kelimeler (bis)