the naked truth ne demek?
- Salt gerçek.
salt
- İçinde yabancı bir öge bulunmayan, mutlak.
- İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı.
- Yalnızca
- İçine, kendisine yabancı başka hiç bir şey karışmamış olan ; arı.
- Uygulamayla ilişkisi olmayan bilimler. (Ör.salt matematik.)
- Başka bir yetiye bağlı olmayan. (Ör. Descartes'tasalt anlık duyulara gereksinme göstermeyen, böylece desalt olan bilgiyi sağlar.)salt us (Kant'ta): Deneyden bağımsız, içinde duyudan hiç bir şey bulunmayan us.
- Deriyle ilişkili lenfoid doku.
- Bileyi taşı.
Skin-associatedlymphoid tissue, SALT.
Absolute.
the naked eye
- Çıplak göz.
the
- Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
- O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
- Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)
naked
- Örtülmemiş
- Teminatsız
- Çıplak, üryan, yalın
- Çıplak kimse
- Savunmasız
truth
- Gerçeklik, gerçek
- Gerçek, hakikat
- Doğruluk, sıhhat
- Samimiyet, vefa
- Sadakat, içten bağlılık
- Aslına uygunluk, hakikilik
- Dürüstlük
Türetilmiş Kelimeler (bis)
the naked eyethethe 1967 bordersthe 1st cervical vertebrathe 2004 tsunamithe 80 20 rulethe a teamthe abcthe abc powersthe ablativethe ablative caseththa sackthaithai boxingthai citizennakednaked apenaked confessionnaked eyenaked factnaked factsnaked feednaked lunchnaked possessionnaked possessornaknakanakabilnakabulnakafi