tarumar olmak ne demek?
- Dağılmak, karışmak, perişan olmak.
Sen gittin soframız oldu tarumar.
C. S. Tarancı Crash and burn
tarumar etmek
- Dağıtmak, karıştırmak, perişan etmek.
To rout, to disarray.
tarumar
- Dağınık, karışık, perişan.
Scattered, topsy-turvy.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
Happen.
Become.