takasa tabi çekler ve bonolar ne demek?

1. In clearing.

in

1. Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
2. Mağara.
3. İnsan.
4. Bkz. kovuk, mağara.
5. Koyun pisliği
6. (edat) içinde, -de, -da
7. Lair.
8. Cave.
9. Hole.
10. Burrow.

takas

1. Mal alıp karşılığında mal vererek ödeşme, trampa.
2. İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi, kliring.
3. Malın malla değişimi.
4. İki ülke arasında olmak üzere dışsatım ve dışalımı yapılan mal, hizmet veya teknoloji aktarımı bedelinin kısmen veya tamamen mal, hizmet, teknoloji aktarımıyla ödenmesi.
5. Ödeşme, ödeşim.
6. Bk. getirgötür
7. Vereceğini alacağına karşılık tutmak suretiyle ödeşmek, sayışmak, değişmek.
8. Interchange.
9. Exchange.
10. Swop.

takas bürosu

1. Clearing office.

tabi

1. Bir kimsenin, bir kuruluşun, bir devletin etkisi altında, güdümünde olma durumu
2. Basıcı.
3. Yayımcı.
4. Elbette, doğal olarak, işin gereği olarak, tabii.
5. Bk. kol akarsu
6. Birinin arkası sıra giden, ona uyan. Boyun eğen. İtaat eden.
7. Bk. değişken
8. Sock with a separation for the big toe; worn with thong sandals by the Japanese.
9. White sock-like garments worm by monks, nuns, and other seniors for gakki and other special services.
10. Subject to.

çek

1. Çek halkına özgü olan.
2. Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge.
3. Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse.
4. Halkına özgü olan.
5. Herhangi bir kredi kurumunda hesabı bulunan bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka tarafından ödenen değerli kâğıt.
6. Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek'ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde "çeh" diye geçer.
7. Hkr. “git buradan!” anlamında kullanılan bir söz: “Ben şimdi boya mı düşünüyorum? Çek arabanı şuradan diyecektim, diyemedim.” -O. V. Kanık.
8. Check.
9. Czech.
10. Czechoslovak.

Türetilmiş Kelimeler (bis)