son sürat ne demek?
Full speed.
full
- Yıkayıp büzmek
- Yıkayıp çektirmek
- Dibek içinde kül ve sabunla dövüp yıkamak
- Bir şeyin dolusu, bir şeyin olgunluk mertebesi
- Dolu
- Meşgul
- Boş olmayan, tutulmuş
- Tok
- Tam, tüm
- Azami derecede
son süratte
In full career.
son safha
Terminal stage
sürat
- Hızlılık, çabukluk, ivinti.
- Hız.
- Bk. alıcı hızı
- Bk. duyarlık
- Bk. gösterici hızı
- Bk. hız
- Bir cismin aldığı yolun (yön belli olamyan) zamana oranı yani hızın büyüklüğü.
- Her nesnenin üstü ve ortası.
- Çabukluk. Hız. (Osmanlıca'da yazılışı: sür'at)
Speed.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
son süratteson safhason sağımson sahneson savunmason sayısonson adamson ağırlıkson anson and heirson andason anda çözüm bularak kurtulmakson anda kurtarışson anda yetişmekson antik komedyasoso amazed toso and soso asso as tosüratsürat ı şuaısürat i sahavısürat i ziyasürat idmanısürat katarısürat kontrolü bölgesisürat koşucususürat koşususürat koşusu yapmaksürasüradiksüradikatsüragsürahi