soluk soluğa söylemek ne demek?
Gasp out.
gasp
- Bir malı sahibinin izni ve haberi olmadan zorla alma.
- Bk. zorla alma
Seizure by violence.
Wrongful seizure.
The act of opening the mouth convulsively to catch the breath; a labored respiration; a painful catching of the breath.
Short labored intake of breath with the mouth open; 'she gave a gasp and fainted'.
Extortion.
Assumption.
Unauthorized assumption.
Deforcement.
soluk
- Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava veya ciğerlere hava alıp verme, nefes
- Dikkat çekici, çarpıcı yanları olan kimse veya şey.
- Tarz.
- Donuk bir beyazlığı olan, rengi atmış olan, solmuş, uçuk
- Parlaklığını, gücünü yitirmiş (ışık)
- Rengi atmış olan.
Dimmed.
Pale.
Colorless.
Colourless.
soluk açma
- Karşılaşma başlamadan önce yapılan alıştırmalarla solunumu güçlendirme.
söylemek
- Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak
- Bir düşünceyi ileri sürmek, ortaya atmak
- Yapılmasını istemek
- Türkü, şarkı vb. okumak
- Yazmak, düzmek.
- Haber vermek
- Önceden bildirmek, tahmin etmek
- Herhangi bir şeyi bildirmek, anlatmak, demek istemek, hatırlatmak
Bade.
Tell.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
soluksoluk açmasoluk aldırma cihazısoluk aldırmaksoluk aldırmamaksoluk almasoluk alma ile ilgilisoluk alma kapasitesisoluk alma merkezisoluk alma yedek hacmisolusolu güçlü boksörsolu temizlesolubilitesolubilitysoluğansoluğan etmeksoluğan hastalığısoluğu kesilmesoluğu kesilmeksolsol açıksol açık oyuncususol anahtarısol atrium