sits tight ne demek?
- Sıkı oturan, zengin, büyük servet sahibi; kendisinden alınamaz güçlü bir pozisyona sahip olan kimse
sits idle
- Boş oturan, hiçbirşey yapmadan duran, oyalanan
sits on the fence
- Duygusuz, ilgisiz, kayıtsız, soğuk, tarafsız, yansız, kayıtsız, lakayıt
tight
- Kısa ve özlü
- Kasılmış, sızdırmaz
- Sıkı, gergin
- Akmaz, sızmaz, su geçmez
- Dar
- Sıkışık
- Dili eli sıkı, cimri
- Dili müşkül, zor
- Zorluk çeken
- Tıkanmış