sıkıştırmak ne demek?

  1. Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak.
  2. Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak.
  3. Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma getirmek

    İstanbul tren yahut vapurunda hele bir kimseyi biraz sıkıştırın, hemen çarpılır, çay semaveri gibi oturduğu yerde fıkır fıkır kaynamaya başlar.

    R. N. Güntekin
  4. Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak.
  5. Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak

    Eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar.

    R. H. Karay
  6. Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak

    Anlattığına göre Niğde yakınlarındaki köylerden birinde imiş, sıkıştırmışlar. Jandarmalarla vuruşmuş.

    M. Ş. Esendal
  7. Zorlamak
  8. Sarkıntılık etmek.
  9. Herhangi bir sayısal veri topluluğu içinde bulunan boşlukları kodlama veya yineleyen karakterleri atma yolu ile azaltmak.
  10. (en)Drive smb.
  11. (en)To the wall.
  12. (en)Push smb.
  13. (en)Press.
  14. (en)Constrict.
  15. (en)Compress.
  16. (en)Tighten.
  17. (en)Squeeze.
  18. (en)Force.
  19. (en)Oppress.
  20. (en)Stress.
  21. (en)Astringe.
  22. (en)Bear against.
  23. (en)Besiege.
  24. (en)Bombard.
  25. (en)Bottle up.
  26. (en)Clamp.
  27. (en)Clamp down.
  28. (en)Clinch.
  29. (en)Press smb.
  30. (en)Close.
  31. (en)Come down on.
  32. (en)Compact.
  33. (en)Crowd.
  34. (en)Beset.
  35. (en)Cram.
  36. (en)Cramp.
  37. (en)Heckle.
  38. (en)Pinch.
  39. (en)Push.
  40. (en)Rush.
  41. (en)Squash.
  42. (en)Urge.
  43. (en)To squeeze.
  44. (en)To force by importunity.
  45. (en)To give the third degree to.
  46. (en)To slip.
  47. (en)To press.
  48. (en)To pinch.
  49. (en)To compress.
  50. (en)To force.
  51. (en)Shut in.
  52. (en)To tighten.
  53. (en)To jam.
  54. (en)To crowd.
  55. (en)To cram.
  56. (en)To corner.
  57. (en)To oppress.
  58. (en)Pack.

sıkıştırma

  1. Sıkıştırmak işi.
  2. Bir merceğin kapsadığı alanın, film boyu değişmediği halde artırılmasını sağlayan optik işlem.
  3. Sıkıştırmaca dayanan geniş görüntülük işlemlerinde, konunun iki yandan basıklaştırılmış olarak filme görüntü vermesi.
  4. (en)Anamorphosis, anamorphic process,.
  5. (en)Squeeze, compression, image compression, ana-morphic compression, horizontal compression.
  6. (en)Compaction.
  7. (en)Pressing.
  8. (en)Compression.
  9. (en)Push.
  10. (en)Squeeze.

sıkıştırma ajanı

  1. Bk. sıkıştırma aracısı

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sıkıştırmasıkıştırma ajanısıkıştırma ajanı ayarlarısıkıştırma aracısıkıştırma aracısısıkıştırsıkıştıraçsıkıştıransıkıştırıcısıkıştırılabilirsıkıştımak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın