sıkıştımak ne demek?

  1. (en)Urge

urge

  1. Baskı yapmak, teşvik etmek
  2. Israrla tavsiye etmek
  3. Sevk etmek, ileri sürmek
  4. Dürtmek
  5. Sıkıştımak
  6. Israr etmek
  7. Israrla anlatmak
  8. Kışkırtmak
  9. Zorlamak
  10. Dürtü, itici kuvvet

sıkıştır

  1. (en)[sıkıştırmak] press, constrict, compress, tighten, jam, squeeze, force, oppress, stress, astringe, bear against, besiege, bombard, bottle up, clamp, clamp down, clinch, press smb.
  2. (en)Close, come down on, compact, crowd, crush, dun, grind, grip, heckle, hurry.

sıkıştıraç

  1. Bir akışkan ya da uçunu sıkıştırarak basıncı yükseltilmiş olarak veren aygıt.
  2. Bir akışkan ya da uçunu sıkıştırarak basıncı yükseltilmiş olarak veren aygıt.
  3. (en)Compressor.
  4. (al)Kompressor
  5. (fr)Compresseur

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sıkıştırsıkıştıraçsıkıştıransıkıştırıcısıkıştırılabilir
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın