place holder ne demek?
- Yer tutucu
yer
- Yerküre.
- Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân
- Gezinilen, ayakla basılan taban
- Bulunulan, yaşanılan, oturulan şehir, kasaba, mahalle
- Durum, konum, vaziyet.
- Ülke, bölge.
- Görev, makam
- Önem.
- Dışarıdaki çevirimlerin gerçekleştirildiği uzay.
- Bk. bölge
place hunter
- Mevki avcısı
place a bet
- Bahse girmek.
holder
- Elinde bulunduran kimse
- Kap, tutacak
- Tutan şey
- Kulp, tutamak, tutamaç
- Hamil, sahip
- Kiracı
Türetilmiş Kelimeler (bis)
place hunterplace a betplace an orderplace attributeplace basamakplace betplaceplace cardplace contradiction connectiveplace filled with ruinsplace for military serviceplacabilityplacableplacardplacard toplacateholderholder eldeciholder esitsizligiholder in due courseholder of accountholder on trustholders inequalityholdenholdhold a brief for smbhold a brief for smb.hold a child back a yearhold a crowd backholhol kasaholaholanda parasıholandaca