one has only to read ne demek?
- Sadece okumaya ihtiyacı var, birinin okumaya ihtiyacı var
one
- Bir tane, biri, birisi, kimse, tek
- Bir
- Tek
- Aynı
- Bir tane
- Biri, birisi
- Adam, kimse, kişi
- Bir rakamı
one a piece
- Birer
has
- Özgü, öze, mahsus
- Katışıksız, en iyi cinsten, saf.
- Hükümdara özgü olan.
- İyi nitelikleri kendinde toplamış olan (kimse).
- Başmaklık.
- Yıllık geliri 100.000 akçeyi aşan dirlik.
- Osmanlı İmparatorluğu toprak düzeninde yıllık geliri yüz bin akçeden çok olan topraklardan alınan vergi.
- Çerçöp, ot parçaları.
- Reddetme.
Special.
only
- Sadece
- Başhemşire vakarlı
- Yalnız, ancak, başlı başına
- Tek, biricik, ancak, ağırbaşlı
- Bir tek, eşsiz, biricik, yegane
- Bundan başka, yalnız, fakat
Türetilmiş Kelimeler (bis)
oneone a pieceone a.m.one act playone addressone address instructionone adult and two children pleaseone adult and two children, pleaseone after anotherone after the otheronon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenhashas a bee in his bonnethas a belly fullhas a big mouthhas a bone to pick withhas a carhas a chancehas a coldhas a doctors degreehas a familyhaha ... ha ...ha aretzha babamha babam de babam