nöbet ne demek?

Kökeni: Arapça (nevbet)

  1. Sıra, keşik.
  2. Sıra ile yapılan görev, iş

    Karlı dağlar başında nöbet geceleri, siper içlerindeki yağmurlu uzun günler.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  3. Hastalık sebebiyle titreme, yüksek ateş

    Bir aralık nöbeti artmış olacak, kebenin altından arabacıya seslendi.

    M. Ş. Esendal
  4. Vakit vakit ortaya çıkan aynı türden fizyolojik bozuklukların bütünü

    Bir sıtma nöbeti içinde titreyerek olduğu yere çöreklendi.

    S. F. Abasıyanık
  5. Kez, defa

    Akşamları gelince sofra kalktıktan sonra çocuklarla bir nöbet daha oyun oynanır.

    R. N. Güntekin
  6. Resmî yerlerde veya önemli kimselerin kapısında belli vakitlerde çalınan mızıka.
  7. Herhangi bir hastalıkla ilişkili olarak birdenbire baş gösteren; bilinç yitimi, çırpınma, ateş yükselmesi gibi belirtilerden birisi ya da birkaçı.
  8. (en)Watch.
  9. (en)Guard duty.
  10. (en)Turn.
  11. (en)Turn of duty.
  12. (en)Turn of work.
  13. (en)Attack.
  14. (en)Bout.
  15. (en)Ictus.
  16. (en)Invasion.
  17. (en)Paroxysm.
  18. (en)Police.
  19. (en)Post.
  20. (en)Sentry.
  21. (en)Sentry-go.
  22. (en)Spell.
  23. (en)Tour.
  24. (en)Guard.
  25. (en)Shift.
  26. (en)Onset.
  27. (en)Crisis.
  28. (en)Regular turn.
  29. (en)Return draft.
  30. (en)Seizure.
  31. (en)Spasm.

nöbet beklemek

  1. Bkz. nöbet tutmak

nöbet cetveli

  1. (en)Rota.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

nöbet beklemeknöbet cetvelinöbet çalmaknöbet defterinöbet değişiminöbet değiştirmenöbet kalfasınöbet listesinöbet şekerinöbet tutma
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın