mevsim be mevsim ne demek?

  1. Zaman zaman. Mevsimden mevsime, zamanı geldikçe.

mevsim

  1. Yılın, güneşten ısı, ışık alma süresi ve dolayısıyla iklim şartları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri, sezon
  2. Bazı atmosfer olaylarının en çok belirdikleri zaman.
  3. Herhangi bir ekimin yapıldığı veya bir ürünün yetiştiği dönem
  4. Herhangi bir şeyin etkinlik dönemi, sezon.
  5. Yaşam bölümü.
  6. Güneş'in yıllık devinmesinde eşlek ile dönenceler (yaz ve kış dönenceleri) arasında geçirdiği zaman aralıklarının her biri . Bir yılda dörtmevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.
  7. Dağlamak suretiyle damga vurmak.
  8. Yılın, iklim koşulları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri.
  9. (C: Mevasim) Pazar yeri.
  10. (en)Etesian.

mevsim çatlaması

  1. Bk. geç çatlama

be

  1. Berilyum elementinin simgesi.
  2. Türk alfabesinin ikinci harfinin adı, okunuşu.
  3. "Ey, hey, yahu" anlamlarında bir seslenme sözü
  4. (en)Been.
  5. (en)Goddamn.
  6. (en)Onside.
  7. (en)Underarm.
  8. (en)To make the action of a verb particular or definite; as, beget ; beset.
  9. (en)Spend or use time; 'I may be an hour' work in a specific place, with a specific subject, or in a specific function; 'He is a herpetologist'; 'She is our resident philosopher' have the quality of being; ; 'John is rich'; 'This is not a good answer' have life, be alive; 'Our great leader is no more'; 'My grandfather lived until the end of war' be identical to; be someone or something; 'The president of the company is John Smith'; 'This is my house' occupy a certain position or area; be somewhere; 'Where is my umbrella?' 'The toolshed is in the back'; 'What is behind this behavior?' to remain unmolested, undisturbed, or uninterrupted -- used only in infinitive form; 'let her be' happen, occur, take place; 'I lost my wallet; this was during the visit to my parents' house'; 'There were two hundred people at his funeral'; 'There was a lot of noise in the kitchen'.
  10. (en)The two-character ISO 3166 country code for BELGIUM.

mevsim

  1. Yılın, güneşten ısı, ışık alma süresi ve dolayısıyla iklim şartları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri, sezon
  2. Bazı atmosfer olaylarının en çok belirdikleri zaman.
  3. Herhangi bir ekimin yapıldığı veya bir ürünün yetiştiği dönem
  4. Herhangi bir şeyin etkinlik dönemi, sezon.
  5. Yaşam bölümü.
  6. Güneş'in yıllık devinmesinde eşlek ile dönenceler (yaz ve kış dönenceleri) arasında geçirdiği zaman aralıklarının her biri . Bir yılda dörtmevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.
  7. Dağlamak suretiyle damga vurmak.
  8. Yılın, iklim koşulları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri.
  9. (C: Mevasim) Pazar yeri.
  10. (en)Etesian.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

mevsimmevsim çatlamasımevsim hastalıklarımevsim iklimimevsim meyvelerimevsim rüzgarımevsim rüzgarlarımevsim salatasımevsim sebzelerimevsim seremonisimevsikmevsilmevsmevsıkmevmevamevacibmevacib defterimevacib ihracıbebe ... shybe a bad judge ofbe a bad sailorbe a ball of fortunebe a basket casebe a big dealbe a bit onbe a byword forbe a charge on smbbb 52b addressb amplifierb and b
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın