mevsim ne demek?
- Yılın, güneşten ısı, ışık alma süresi ve dolayısıyla iklim şartları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri, sezonBütün bir mevsim vur patlasın çal oynasın, eğlenildi. S. F. Abasıyanık
- Bazı atmosfer olaylarının en çok belirdikleri zaman.Fırtına mevsimi 
- Herhangi bir ekimin yapıldığı veya bir ürünün yetiştiği dönemKütahya'ya bir kiraz ve Bursa'ya bir şeftali mevsiminde gitmiştim. A. Gündüz
- Herhangi bir şeyin etkinlik dönemi, sezon.
- Yaşam bölümü.
- Güneş'in yıllık devinmesinde eşlek ile dönenceler (yaz ve kış dönenceleri) arasında geçirdiği zaman aralıklarının her biri . Bir yılda dörtmevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.
- Dağlamak suretiyle damga vurmak.
- Yılın, iklim koşulları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri.
- (C: Mevasim) Pazar yeri.
 Etesian. Etesian.
 Tide. Tide.
 Season. Season.
 Saison Saison
mevsim be mevsim
- Zaman zaman. Mevsimden mevsime, zamanı geldikçe.
mevsim çatlaması
- Bk. geç çatlama
