light house ne demek?
- Fener
fener
- Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı
- Gemilere yol gösteren ışık kulesi, deniz feneri
- Tepesinden kulplu kahveci tepsisi, askı.
- Eski meddahların, tuğlarının dibine yaydıkları örtü üzerine koyduklarıfener. Bufenerin öykü sırasında yanması gerekirdi.fenerini yakmış olan meddah böylece öyküye başlayacağını belirtmiş olurdu.
- (a.) Sinem. (Türkiye'de) Sinemaların önyüzlerinin büyük bölümünü kapsayacak boydaki ası.
- içinde ışık kaynağı bulunan şeffaf mahfaza
Dark lantern.
Lantern.
Lamp.
Phanar.
light handed
- Eli hafif, becerikli, eli boş
light headed
- Sersemlemiş, sersem
- Sayıklayan
- Aklı bir karış havada
house
- -de bulunmak
- Konut.
- Ev, mesken, hane
- Ev halkı, aile
- Bir eve koymak, kendi evine almak
- Barındırmak; yerleştirmek.
- Siper altına almak, aşağı indirmek
- Ev sağlamak, eve yerleştirmek, barındırmak, evde oturmak
- Evde oturmak, barınmak.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
light handedlight headedlight headedlylight heartedlight heartednesslightlight absorbinglight absorptionlight airlight alloylight alloy castinglight anemialight bafflelight beaconlight beamligligaliga camadanligadoraligadurahousehouse agenthouse and homehouse arresthouse builderhouse burninghouse careerhouse carpenterhouse cathouse cleaninghousagehoudan henHoudan tavuğuhoughhouille blanchehound