kuzey rüzgarı ne demek?
Norther, borealis.
kuzey
- Bu yöne düşen, bu yönle ilgili olan, şimali.
- Kutup Yıldızı'nın bulunduğu taraf.
- Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı.
- Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer.
- Gözerimi düzleminde doğu- batı doğrultusuna dik, kutupyıldızının bulunduğu yandaki yön, sol eli doğuya, sağ eli batıya uzanmış bir insanın arka yönü.
- kuzey yönü / şimal
North.
Northern.
Boreal.
The north.
kuzey afrika yerlisi
Hamite.
rüzgar
- Yel.
- Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, yel, bad.
- Havayuvarında ayrımlı basınç altındaki yöreler arasında oluşan, yatay yönde, esiş yönü, süresi ve biçimleriyle ayrımlı hava devinimi.
- Zaman, devir.
- Dünya, alem
- T. Yel.
- Talih
- Zaman, devir, hengam, vakit. (Osmanlıca'da yazılışı: rüzgâr)
Wind, breeze, blow, flatus.
Wind.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kuzeykuzey afrika yerlisikuzey afrikalıkuzey alp disiplinikuzey amerikakuzey amerika cevizikuzey amerika kızılderilisikuzey amerika ren geyiğikuzey amerika serbest ticaret bölgesikuzey amerikalıkuzekuzebazkuzegerkuzehkuzehiyerüzgarın önüne düşmeyen, yorulurrüzgarrüzgar alanrüzgar almakrüzgar altırüzgar aşındırması