kasavetli ne demek?
- Üzüntülü, sıkıntılı, tasalı, kaygılı
... oğullarından biri, sanki bir ölüm haberi getirir gibi kasavetli bir yüzle yanına sokuldu.
Y. K. Karaosmanoğlu Gloomy, depressed, desolate.
kasavetlenme
- Kasavetlenmek işi
kasavetlenmek
- Kasavet sahibi olmak.
To worry, be anxious, feel anxious.