kafayı yedirtmek ne demek?
Blow one's mind.
blow
- Darbe, vuruş
- Üflemek, esmek.
- Hamle, saldırı
- Ani gelen bela, felaket
- Esmek, körüklemek, üflemek, uçurmak, yelpazelemek; çalmak, soluk soluğa kalmak, solumak; su fışkırtmak (balina), fışkırmak, patlamak; atmak (sigorta); çarçur etmek (Argo), kaçırmak (fırsat), kaçmak; çiçek açmak, çiçeklenmek; küfretmek, kahretmek
- Rüzgar, şiddetli esinti
- Dili övünme, yüksekten atma
- (argo) parayı savurmak, bol bol harcamak, çarçur etmek
- Üflemek
- Rüzgara kapılmak, rüzgarla sürüklenmek
kafayı yemek
Run off the rails, have bats in the belfry, go haywire.
kafayı yemiş
Out of one's senses.