kötü öğüt vermek ne demek?

  1. (en)Misadvise.

kötü

  1. İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, fena, iyi karşıtı.
  2. Zararlı, tehlikeli.
  3. Korku, endişe veren
  4. Hoşa gitmeyen.
  5. Kaba ve kırıcı
  6. Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan.
  7. İyi, gerekli niteliklere sahip olmayan (kimse).
  8. İstenilmeyen, gereksiz davranışları olan veya bu davranışlara eğilimli olan (kimse).
  9. İyinin karşıtı olan. 1- Değersiz bulmanın, kınamanın, ayıplamanın konusu olan her şey; istencin yasaya uygun bir biçimde karşı gelmeye ve elinden geldiğince değiştirmeye hakkı olduğu her şey. 2- Ahlâk değerlerine ve törel istence karşı olan her şey. Bu anlamda: a. Düzen bozucu ve yıkıcı olarak beliren şeyler, b. Olumsuzluk ve yadsıma ilkesi olarak beliren şeyler.
  10. (en)Corrupt.

kötü adam

  1. Filmlerde izleyiciye sevimsiz gelen, filmin kahramanıyla çekişme durumunda olan ve sonunda çoğu kez alt olan kimse.
  2. Özellikle melodramların kahramanı ile sürekli çekişme içinde bulunan ve oyunun sonunda alt edilen, sevimsiz bir oyun kişisi.
  3. Filmlerde, izleyiciye sevimsiz gelen, filmin kahramanıyla çekişme durumunda olan, çeşitli kötülükler işleyen ve sonunda çoğu kez alt olan kimse.
  4. (en)Villain, traitor.
  5. (en)Felon.
  6. (en)Villain, badman.
  7. (al)Schurke
  8. (fr)Vilain, traître
  9. (fr)Vilain, "villain", traître

öğüt

  1. Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat
  2. (en)Advice.
  3. (en)Piece of advice.
  4. (en)Counsel.
  5. (en)Admonition.
  6. (en)Recommendation.
  7. (en)Sermon.
  8. (en)Warning.
  9. (en)Guidance.
  10. (en)Pointer.

vermek

  1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
  2. Bırakmak veya bağışlamak
  3. Ondan bilmek, atfetmek
  4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
  5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
  6. Herhangi bir duruma yol açmak
  7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
  8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
  9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
  10. (en)Bring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kötükötü adamkötü adam rolükötü adamın bile hakkını vermekkötü ahlakkötü alışkanlığı olankötü amaçla kullanmakkötü amaçla kütüğe yazımkötü araba kullanmakkötü atılımkötekkötek atmakkötek balığıkötek yemekköteklemeköğütöğüt olaraköğüt verenöğüt veren kimseöğüt verir gibi konuşanöğüt vermeöğüt vermeköğütçüöğütçülüköğütenöğüdümü tutöğüdünü tutmaköğünöğün yemlemesiöğünç
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın