iş çıkış saati ne demek?
Rush hour.
rush
- Acele ettirmek
- Atılmak, düşünmeden girişmek, aceleye getirmek
- Sıkboğaz etmek, sıkıştırmak
- Hücum etmek, saldırmak
- Yetiştirmek, çabucak halletmek
- Üstüne çullanmak
- Acele etmek
- Koşturmak, acele ettirmek
- Şiddetli esmek, hızlı akmak
- Koşmak, hızla yürümek
iş
- Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma
- Bir değer yaratan emek.
- Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev
- Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü.
- Kamu yararına yapılan işler.
- Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma.
- Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek
- İş yeri
- Bir mal veya hizmet üretmek için harcanan emek.
- Tarım, sanayi ve hizmetler gibi çeşitli iktisadi alanlarda yürütülen etkinlikler.
iş acentası
Business agent
çıkış
- Güreşte cazgırın alana çıkardığı pehlivanların izleyicilere doğru yürüyerek çalım yapmaya başlaması.
- Mezuniyet, okul bitirme.
- Belgesi.
- Beklenilmeyen bir sırada yapılan sert konuşma.
- Uçağın bir havaalanından başka bir havaalanına gitme süreci, sorti.
- Çıkış belgesi.
- Çıkma işi veya biçimi
- Bir yerden çıkmak için kullanılan yer.
- Yokuş.
- Bir sinemada izleyicilerin salondan ve yapıdan çıkmalarını sağlayan kapı, geçit ve dış kapılar; özellikle salon kapıları.
saat
- Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
- Vakit, zaman
- Bir işin yapıldığı belli bir zaman.
- Günün hangi saati olduğunu gösteren alet
- Sayaç.
- Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Zaman, vakit. Muayyen, belli bir vakit. Altmış dakikalık zaman.
O'clock.
Hour.
Watch.
Clock.