hiçte değil ne demek?
Far from it.
far
- Taşıtların ön bölümünde bulunan, kısa ve uzun mesafeyi aydınlatmaya yarayan ışık düzeneği
- Kadınların süs için göz kapaklarına sürdükleri çeşitli renkte boya, düzgün
- Bk. önışıtaç
- Fr. Otomobil, kamyon gibi nakil vasıtalarının önündeki kuvvetli lambalar.
- Fare, sıçan. (Osmanlıca'da yazılışı: fâr)
- Budak ve ağaç başı.
Headlight.
Young pig, or a litter of pigs.
Distant in any direction; not near; remote; mutually separated by a wide space or extent.
Remote from purpose; contrary to design or wishes; as, far be it from me to justify cruelty.
hiçten
- Çok değersiz, önemsiz.
- Gereği, yararı yokken veya karşılıksız olarak, yok yere.
Worthless.
For no good reason.
hiç
- Olumsuz yargılı cümlelerde fiilin anlamını pekiştiren bir söz.
- Soru cümlelerinde belirsiz bir zamanı anlatan bir söz.
- Bir soruya açık bir cevap verilmek istenmediğinde cevap cümlesinin başına getirilen bir söz.
- Boş, değersiz, önemsiz olan şey veya kimse.
- F.Değersiz, kıymetsiz. Yok olan, yok denecek kadar az olan.
Nothing.
Not a whit.
At all.
Not a dreg.
Not an iota.
değil
- Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan kelime
Ain't.