hasta ne demek?

  1. Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız

    Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu.

    Y. K. Beyatlı
  2. Aşırı düşkün, tutkun.
  3. Parasız, züğürt.
  4. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan.
  5. Sayrı
  6. (en)Sick.
  7. (en)Unwell.
  8. (en)Invalid.
  9. (en)Ailing.
  10. (en)In bad health.
  11. (en)Diseased.
  12. (en)Fanatic.
  13. (en)Fanatical.
  14. (en)Poorly.
  15. (en)Unsound.
  16. (en)Valetudinarian.
  17. (en)Valetudinary.
  18. (en)Weakly.
  19. (en)Under the weather.
  20. (en)Patient.
  21. (en)Client.
  22. (en)Buff.
  23. (en)Case.
  24. (en)Sufferer.
  25. (en)Crazy.
  26. (en)Freak.
  27. (en)Hooked.
  28. (en)Indisposed.
  29. (en)Into.
  30. (en)Keen.
  31. (en)Lover.
  32. (en)Peculiar.
  33. (en)Potty.
  34. (en)Punk.
  35. (en)Upset.
  36. (en)Sick person.
  37. (en)Excessively fond of.
  38. (en)Under the wheater.

hasta bakıcı

  1. Hekimin tedavi ile ilgili buyruklarını yerine getirip hastaya bakan, hemşirelere yardım eden kimse

hasta bakıcılık

  1. Hasta bakıcının işi.
  2. Hasta bakıcı olma durumu.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hasta bakıcıhasta bakıcılıkhasta başında yapılanhasta diyetihasta dosyasıhasta etmekhasta gibihasta gibi hissetmekhasta görünenhasta hissediyorumhasthashas a bee in his bonnethas a belly fullhas a big mouthhas a bone to pick with
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın