halk karagözü ne demek?
- Halk için düzenlenen gölge oyunu gösterisi. Ramazan aylarında kahvelerde, bahçelerde ve eğlence yerlerinde oynatılan Karagöz.
halk
- Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu.
- Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu.
- Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri.
- Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü
- Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu
- Aydınların dışında kalan topluluk.
- Yaratma.
- Penisin kabuklanması.
- Belli bir ülkede yaşayan, kan birliği taşıyan, aynı dili konuşan, benzer yaşama alışkanlıklarını sürdüren, ortak bir tarihi olan insanların oluşturdukları büyük birlik (Halk terimi aynı zamanda; birbirlerinden dil ve köken bakımından ayrı olan, ama ortak bir devlet yönetimiyle birleşmiş bulunan ahali için de kullanılır. Daha geniş anlamda, bir ulusun belli bir çevresi içinde yaşayan bölümü de bu terimle karşılanır: Anadoluhalkı gibi).
- Boğaz.
halk adamı
- İçinden çıktığı halk kesiminin bütün özelliklerini yakından bilen, halk tarafından sevilen kimse.
karagöz
- Adını baş oyun kişisi Karagöz'den alan Türk gölge oyunu.
- Deve derisinden veya mukavvadan kesilip boyanmış insan biçimlerini beyaz bir perde üzerine arkadan ışık vererek yansıtma yoluyla oynatılan oyun.
- İzmaritgillerden, 25-30 cm uzunluğunda, enli, boz renkli, beyaz etli bir balık (Sargus sargus).
- Bu oyunda halk görüşünü ve duyuşunu veren kimse.
- Türk gölge oyununun iki eksen kişisinden biri. Dışa dönük, içi dışı bir, olduğundan başka gözükmeyen, yoksul bir halk tipidir. Halkın sağduyusunu ve törelerini yansıtır. Hacivat'ı dolandırmak gibi küçük kusurlar onda hoş görülür, çünkü o, ortağı tarafından daha büyük ölçüde dolandırıldığının farkındadır. Dürüst ve açıksözlüdür. Sürekli geçim derdinde olanKaragöz, ekmek parası için sevmediği ve beceremediği işleri yapmak zorunda kalır. Cesur ve gözüpektir. Dilencilik yapmaz, emeği karşılığı para kazanmak ister. Parası olduğunda gönlü yüce, eli açıktır. Çabuk kanan, çocuksu bir iyimserliği vardır. Tecimden hiç anlamaz. Gerçekçidir, hayal kurmaktan hiç hoşlanmaz. Her kalıba giremediği, dalkavuk ve çıkarcı olmadığı için kapılar yüzüne kapanır. Ama onun bu dürüstlüğünden hoşlanan mert kişiler de vardır, örnek : Tuzsuz Deli Bekir ya da Matiz, onun tok sözlülüğünden ve yiğitliğinden hoşlandıkları için başkaları arasından yalnızca onu bağışlarlar. Hacivat ile aralarında sürekli bir işçi-işveren ilişkisi görülür.
Karaghioz.
Bream.
Shadow play.
Karagheuse