haşatı çıkmak ne demek?
- Bozulmak, işe yaramaz duruma gelmek.
haşat
- Darmadağınık, işe yaramaz, bozuk, kötü.
- Yorgun, bitkin.
Worn-out automobile.
Worn-out.
In poor condition.
Upset.
In trouble.
haşat etme
Pulverization.
çıkmak
- İçeriden dışarıya varmak, gitmek
- Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek
- Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak
- Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek
- Süresi dolduğunda ayrılmak.
- Yapılmak, yürümek.
- Yetişecek ölçüde olmak.
- Eksilmek.
Exit.
Point.