gavsül azam ne demek?
- Abdülkadir-I Geylani (K.S.) Hazretlerinin namı. En büyük Gavs. Evliyaullahın büyüğü. Gavs-i Ekber de denir. (Bak: Geylani)(Bir zaman Hazret-i Gavs-ı Azam Şeyh Geylani'nin (K.S.) terbiyesinde, nazdar ve ihtiyare bir hanımın bir tek evladı bulunuyormuş. O muhterem ihtiyare gitmiş oğlunun hücresine, bakıyor ki, oğlu bir parça kuru ve siyah ekmek yiyor. O riyazattan za'fiyetiyle validesinin şefkatini celbetmiş... Ona acımış. Sonra Hazret-i Gavs'ın yanına şekva için gitmiş. Bakmış ki, Hazret-i Gavs kızartılmış bir tavuk yiyor. Nazdarlığından demiş: "Ya Üstad! Benim oğlum açlıktan ölüyor. Sen tavuk yersin!" Hazret-i Gavs tavuğa demiş: "Kum Biiznillah" O pişmiş tavuğun kemikleri toplanıp, tavuk olarak yemek kabından dışarı atıldığını mutemed ve mevsuk çok zatlardan Hazret-i Gavs gibi keramat-ı harikaya mazhariyeti dünyaca meşhur bir zatın bir kerameti olarak manevi tevatürle nakledilmiş. Hazret-i Gavs demiş: "Ne vakit senin oğlun da bu dereceye gelirse, o zaman, o da tavuk yesin." İşte Hazret-i Gavs'ın bu emrinin manası şudur ki: Ne vakit senin oğlun da, ruhu cesedine, kalbi nefsine, aklı midesine hakim olsa ve lezzeti şükür için istese, o vakit leziz şeyleri yiyebilir... L.) (Osmanlıca'da yazılışı: gavs-ül a'zam)
gavs
- Allah'ın velileri, hakkında kullanılır.
- Yardım istemek için bağırmak.
- Yardımcı, imdada yetişen.
- Yardım muavenet.
- Suya dalmak, dalgıçlık.
gavseddin
- Dinin yardımına yetişen, dinin gavsi.
azam
- Osmanlıca'da yazılışı: a'zam.
- Büyük, çok büyük.
- Ulu.
- Kin, husumet, adavet, garaz, fena niyet.
- En büyük, daha büyük.
Very big, bigger, the biggest.